Bir çocuk terapisti olarak ebeveynlerden duyduğum en yaygın şikayet: “Çocuğum benimle konuşmuyor.” Kendi çocuğunuza yabancı hissetmek acı verici bir duygudur ve bunun çocuk üzerinde de etkileri vardır. Araştırmalar bir çocuğun duygusal ve psikolojik sağlığını etkileyen en önemli faktörün yakın bir ebeveyn/çocuk ilişkisi olduğunu gösteriyor. Elbette, çocuk üzgün olduğunda kendini açmıyorsa ilişki olması gerektiği kadar yakın değil demektir.
Ebeveynlerin iletişimi kilitleyen ve çocukları uzaklaştıran iki akışkanlığı vardır: duyguları yadsımak ve empati ile sempatiyi karıştırmak.
Sempati ve empati
Bir çocuk incinmiş, hayal kırıklığına uğramış, endişeli ya da kızgın hissettiği için sıkıntılıysa ebeveynine çok ihtiyacı vardır. Yine de sıklıkla ebeveynler çocuklarının olumsuz hisler taşıdığını görmek istemezler bu yüzden de ilk yaptıkları çocuklarına bu şekilde hissetmemelerini söylemek olur. “Bu kadar üzülme” ya da “kızma” gibi ifadeler düşünmeden ağzımızdan kaçar. Bu da çocuğun hislerinden utanmasına neden olarak yarasına tuz basar. Üstelik, ebeveynlerinin onun duygularını anlamadığı bilgisi ona çok yalnız hissettirir ve bu da çok yıkıcı olabilir. Kısacası, çocuk hislerini açmanın daha kötü hissettirdiğini öğrenir.
Kullanmaktan kaçınmanız gereken ifadeler:
Endişelenme.
Böyle hissetme.
Bunda üzülecek bir şey yok.
Böyle olma. Neden böylesin?
Kızma.
Çok hassassın.
Empati kurmak daha iyi bir fikirdir. Çocuğunuzun hislerini onurlandırın. Hisler hiçbir zaman yanlış değildir; çocukların başına dert açabilecek olan o hislerle ne yaptıklarıdır.
Empati örnekleri şunlardır:
Bu çok endişe verici. Anlıyorum.
Üzgünsün. Senin yerinde olsam ben de öyle hissederdim.
Hayal kırıklığına uğramakta haklısın. Senin yaşındayken ben de böyle hissederdim.
Kızgınsın. Anlıyorum. Haklısın.
Senin yapabiliyor olmayı istediğin ama henüz yapamadığın bir şeyi bir başkasının yapabildiğini görmek incitiyor.
Kızgınsın. Eminim bunun için iyi bir sebebin vardır. Bunu duymak isterim.
Çocuğunuza içtenlikle empati gösterdiğinizde çocuğunuz anlaşılmış ve sizle bağ kurmuş hissedecektir; bu da anında daha iyi hissedeceği ve sorun çözme konusunda yardımınızı isteyeceği anlamına gelir. Pek çok durumda, daha iyi hissetmek için çocukların tek ihtiyaç duydukları empatidir. Ebeveyninin kendisini anladığını bilmek bile çocuğun daha güvende hissedebilmesine ve yoluna devam etmesine olanak tanır.
Bunun yanı sıra, çocuğunuzun hisleriyle empati kurmanız kötü davranışlara göz yumduğunuz anlamına gelmez. Örneğin, oğlum geçen hafta kapıdan öfkeyle girdi. Kapıyı çarptı ve ceketini fırlatıp yere attı. “Öfkelisin. Nedenini bilmiyorum ama muhtemelen iyi bir sebebi vardır ve bunu duymak isterim ama ceketini o şekilde fırlatamazsın. Önce onu yerden kaldır.” Ceketini yerden aldıktan sonra anında bana geldi ve arkadaşıyla yaşadığı tartışmayı anlatmaya koyuldu.
Empati kazanır
Empati şöyle çalışır: Çocuğunuzun beynindeki vagus sinirini uyararak düzenler ve onu anında rahatlatır. Empati gördükten sonra çocuklar sakinleşir ve sorunları sizinle birlikte mantık çerçevesinde düşünebilirler. Ayrıca anlaşılmış ve size yakın hissederler ki bu da kendilerini güvende hissederek devam etmelerini sağlar.
Hiçbir ebeveyn bir çocuğun kendisini acındırmasını, kurbanı oynamasını ya da aşırı dramatik davranmasını istemez ve belki de ebeveynleri empati kurmaktan alıkoyan da bu korkudur. Ancak, çocuğun hislerini onurlandırmak çocukta her şeyi kendine hak görme ya da mağdur olma hislerini engelleyecek olan şeydir. Öte yandan sempati, duygusal uyumlanma şansını ortadan kaldırır ve ebeveynleri taviz vermeye iter. Ebeveyn çocuğunun zor duygularla başa çıkması için ona yardım etmek yerine çocuğunu olumsuz duygulardan kurtarmaya çalışır.
Örneğin, 8 yaşındaki oğlum gece antrenmanından eve dönerken bana “Anne, bugün en kötü bendim. Her gün en kötü benim. Beni oyuna bile almıyorlardı” dedi. Şimdi, iki seçeneğim var, sempati göstermek ya da empati göstermek.
1. Sempati göstermek: “Canım benim, koçu arayıp onunla konuşacağım. Antrenmanın çoğunda seni yedeğe alması hiç adil değil.”
2. Empati göstermek: “Bu çok üzücü. En kötü senmişsin gibi hissetmek çok üzücüdür. Seni anlıyorum. Ben de hayatımda çokça böyle hissettim. Berbat bir şey. Çabalamaya devam et. Zamanla daha iyi olacaksın.”
Özünde, sempati göstermek bizi müsamaha göstermeye, kuralları değiştirmeye çalışmaya ya da çocuğumuza ayrıcalıklı muamele edilmesini istemeye yöneltir ki bu da çocuğumuza mağduru oynamayı öğretir. Ayrıca, ebeveyn açısından duygusal bir yatırım gerektirmez çünkü ebeveyn güçlü bir kurtarıcı haline gelir ve bu da ebeveynin gururunu okşar. En kolay çıkış yolu gibi görünür.
Empati göstermek ebeveynin kendi hissinden çıkıp çocuğun hissine adım atmasını gerektirir. Ebeveyn, bir konuda en kötü olmanın nasıl hissettirdiğini hatırlar ki böylece çocukla ilişki kurabilsin. Bu özgeci bir tutumdur ve duygusal olarak çocuğu birinci plana koyar. Duygusal bir uyum olduğunda çocuk anlaşılmış ve sizinle bağ kurmuş hisseder ki bu da kendini güvende hissetmesine, ilerleyebilmesine ve yeniden deneyebilmesine olanak tanır. Empati, çocukta sağlam bir çalışma etiği, ayrıca esneklik ve dayanıklılık yaratır. Çocuk, olumsuz şeyler yaşadığında yıkılıp dağılmak yerine, zorluklarla büyümeyi öğrenir. Empati cesur ve güçlü insanlar yaratır.
Çocuğunuza yakın olun. Empati kurun ve onu güçlendirin. Karşılığında aldığınız şey paha biçilmez olacak.
Comments