Ölüm Hakkında Konuşmayı Zorlaştıran Sorunlar
Bizi üzen şeylerden bahsetmekten kaçınırız. Konuyu kapatırız ve hiçbir şey söylememenin konuyu unutturacağını umarız. Çocuklar duygular konusunda çok hassastırlar ve müthiş bir gözlem becerileri vardır. Sırf bizi izleyerek bile bir şeylerin ters gittiğini anlayabilirler. Beden dilimiz, yüzümüze vuran duygular, söylediklerimiz ve söylemediklerimiz hep çocuklarımıza bir mesaj iletir. Bir konuyu çocuklarımızla konuşmayı tercih etmiyorsak onlar da soru sorma konusunda tereddüt edebilirler. “Eğer annem ve babam bu konuda konuşamayacak kadar üzülüyorlarsa ben de bu konuyu açmasam iyi olur… demek ki bu kötü bir şey!” diye düşünürler doğrudan. Bu da, nasıl hissettiğimizi bilmedikleri için çocuklarımızın daha fazla strese ve endişeye kapılmasına neden olur.
Bütün cevapları bilmediğimizde rahat hissetmeyiz. Kendim de bir öğretmen ve ebeveyn olarak çocukların genellikle, ölüm konusunda bile, bizden her şeyi bilmemizi beklediklerinin farkındayım. Bunu bir iltifat alarak alın ve çocukların bize hayranlık beslediklerini bilin. Çocuğunuza “Bundan ben de emin değilim” ya da “Bu sorunun cevabını ben de bilmiyorum” demenizde bir sakınca yoktur. Çocuklar bu dürüstlüğe çok güzel karşılık verirler ve onlara kendinizi açtığınız için size bağlandıklarını hissederler. Bu, onların her şeyi bilmiyor olmak konusunda kendilerini daha iyi hissetmelerine de yardımcı olur. Ölüm hakkında konuşurken hayatımızın ya da yas dönemimizin farklı aşamalarında farklı cevaplar bulabiliriz. Çocuklarla inançlarınızı paylaşın. Onları başkalarının inançlarına da açık olmalarını sağlayın örneğin bazı insanlar ölümden sonra hayata inanırlar bazıları ise inanmazlar. Sizin inançlarınızı bilmelerine izin verin ama kendi inançlarını seçme özgürlüğünü de onlara tanıyın.
Ölüm genellikle tabu olan bir konudur - bazı kültürlerde ölüm aile yaşantısının ayrılmaz bir parçasıdır. İnsanlar evlerinde, sevdikleri insanların (hem yetişkinlerin hem de çocukların) arasında ölürler. Ölen kişinin yakınları birbirlerini teselli eder ve birlikte yas tutarlar. Ne yazık ki günümüzde ölüm çok daha yalnızdır. Pek çok insan yalnız ölüyor ve sevdikleri onları son anlarını paylaşma şansını kaçırıyor. Yaşayanlar bir şekilde ölenlerden ayrı yaşamak durumunda; bunun bir sonucu olarak da ölüm gizemli, hatta kimileri için de korkutucu bir değer kazanıyor. Bu durumun azalmasına yardımcı olun ve zamanı geldiğinde ölümü çocuğunuzla açıkça konuşun. Ölümle ilgili doğru davranışlar sergileme konusunda örnek olun. Örneğin, sevdiği birini kaybeden bir yakınınıza duyduğunuz şefkati çocuğunuzun önünde gösterin. Birinin öldüğünü kabullenmenin ve başkalarının acısına duyduğumuz şefkati ifade etmenin iyi bir şey olduğunu onlara gösterin.
Anlayışın Gelişimsel Aşamaları – Genel Bir Rehber
Okul öncesi çağdaki çocuklar genellikle ölümü geçici, geri çevrilebilir ve kişisel olmayan bir durum olarak görür. Hikayelerde tamamen yok edildikten sonra birdenbire capcanlı ayağa kalkan karakterleri okur ya da izlerler. Anlamıyor olmaları şaşırtıcı değildir fakat yine de bu yaş düzeyinde bu şekilde düşünmeleri gelişimlerine uygundur.
Beş ila dokuz yaşları arasında, çocukların çoğu yaşayan her şeyin eninde sonunda öldüğünü ve ölümün bir son olduğunu anlamaya başlar. Ölümü genellikle kendileriyle ilişkilendirmezler ve ondan kaçınabileceklerini düşünürler. Ölümle ilgili bazı imgesel çağrışımları olabilir, iskeletler gibi. Bazı çocuklar bu konuda kabuslar görebilirler.
Dokuz yaşından ergenliğe kadar olan sürede çocuklar ölümün geri çevrilemez olduğunu ve kendilerinin de bir gün öleceğini tamamen anlamaya başlarlar. Yine de tüm çocukların gelişim hızlarının farklı olduğunu ve hayatı tamamen kendilerine özgü bir biçimde deneyimlediklerini hatırlamak önemlidir. Üç yaşındaki bir çocuğun ölümle ilgili sorular sorması ya da bir çocuğun büyükannesinin ölümüne açıkça kayıtsız kalırken ölen evcil hayvanının ölümü karşısında yıkılması oldukça sık görülen bir durumdur. Bazı çocuklar ölüme dair anladıklarını oyuncaklarıyla oynarken gösterebilirler. Küçük çocuklar için ölümü basit ifadelerle açıklamak önemlidir. Örneğin, biri öldüğünde artık nefes almaz ya da yemek yemez veya acıkmaz ya da üşümez ve artık onları göremezsiniz. Çocuklar ölümle nasıl baş ederlerse etsinler ya da hislerini nasıl açıklarlarsa açıklasınlar yetişkinlerin hassas ve yargılayıcı olmayan yaklaşımlarına ihtiyaç duyarlar. İyi bir dinleyici ve gözlemci olmak çocukların ihtiyaçlarına uygun şekilde yanıt vermeyi öğrenmenin önemli bir yoludur.