Çocuklarda Ağlamanın Sağlıklı Olduğunu Anlamak: Aletha Solter'in Bakış Açısı
- Ayşe Başak Erk
- 30 Nis
- 3 dakikada okunur

Çocuklar, duygusal dünyalarını keşfederken ve yaşadıkları çeşitli deneyimlerle başa çıkarken ağlamayı bir ifade biçimi olarak kullanırlar. Birçok ebeveyn, çocuklarının ağlamasına karşı kaygı duyar ve onlara sakinleşmeleri için hemen müdahale etme ihtiyacı hisseder. Ancak, psikolog Aletha Solter’in bakış açısına göre, ağlamak, bir çocuğun duygusal sağlığının önemli bir parçasıdır ve aslında çocukların ruhsal iyilik halleri için son derece sağlıklıdır.
Aletha Solter, çocukların duygusal gelişimi üzerine yaptığı çalışmalarda, ağlamanın çocuklar için doğal ve gerekli bir süreç olduğunu vurgular. Solter’e göre, ağlamak, çocukların biriken duygusal yüklerinden arınmalarını sağlar ve onları rahatlatır. Bu, fiziksel bir ihtiyaç gibi, duygusal bir temizlik işlevi görür. Yani, ağlayan bir çocuk, aslında sağlıklı bir duygusal salınım yapıyor olabilir.
Ağlamak, Duygusal Arınma Sürecidir
Çocuklar, stresli veya travmatik durumlarla karşılaştıklarında, bu duygusal baskıyı içlerinde biriktirirler. Bazen yaşadıkları hayal kırıklığı, korku veya huzursuzluk gibi duygular, biriken duygusal yükler olarak kendini gösterir. Ağlama, çocukların bu birikintilerden kurtulmalarına yardımcı olur. Solter, çocukların bu duygusal salınımlarına müdahale etmemenin önemine dikkat çeker. Çünkü ağlama, duygusal iyileşme sürecinin bir parçasıdır ve çocuğun kendini daha iyi hissetmesini sağlar. Birçok ebeveyn, çocuğu ağlarken hemen ona müdahale etme, sakinleştirme ya da ağlamayı durdurma isteğiyle hareket eder. Ancak, Solter bu tür müdahalelerin aslında çocuğun duygusal sağlığını olumsuz etkileyebileceğini savunur. Onun görüşüne göre, ağlayan bir çocuk, duygusal yüklerinden kurtulmak için güvenli bir alana ihtiyaç duyar. Bu alanda, çocuğun duygularının dışa vurulması engellenmemelidir. Yani, çocuk ağlarken onu "rahatlatmaya çalışmak" yerine, ona duygusal bir boşluk sağlayarak, rahatlamasına olanak tanımak önemlidir.
Duyguların İfadesi ve Sağlıklı İletişim
Ağlamak, sadece bir duyguyu dışa vurma şekli değil, aynı zamanda sağlıklı bir iletişim biçimidir. Çocuklar, henüz kelimeleri tam olarak kullanabilen ya da duygularını anlatabilecek kadar gelişmiş olmayan bireylerdir. Bu noktada ağlamak, onlara duygusal dünyalarını ifade etme fırsatı sunar. Çocuklar, ağlayarak ya da diğer duygusal ifadelerle kendilerini başkalarına anlatmak istediklerinde, bu duyguları anlamak ve kabul etmek ebeveynler için büyük bir adımdır.
Solter, duyguların dışa vurulmasının çocukların özsaygısını artırdığını savunur. Bir çocuk, duygusal deneyimlerini bastırmak yerine sağlıklı bir şekilde ifade edebildiğinde, bu onun duygu yönetimini geliştirmesine yardımcı olur. Aynı zamanda, bu çocuklar ilerleyen yaşlarda duygusal zekâlarını da daha iyi kullanabilirler. Ebeveynlerin, çocuklarının duygusal ifadelerini kabul etmesi ve onların duygusal süreçlerine güvenmesi, sağlıklı bir ilişki ve duygusal iyileşme süreci yaratır.
Çocuğun Duygusal Bağımsızlığını Desteklemek
Solter, ağlamanın bir diğer önemli yönünün, çocukların duygusal bağımsızlıklarını geliştirmeleri olduğunu belirtir. Çocuğun kendini ifade etmesine izin vermek, aynı zamanda onun özgüvenini artırır. Ağlamak, çocukların başkalarına bağlı kalmadan, kendi duygusal ihtiyaçlarını fark etmelerine ve bu ihtiyaçları sağlıklı bir şekilde karşılamalarına olanak tanır. Eğer ebeveynler, çocuklarının duygusal ifadesine saygı gösterirlerse, bu çocukların duygusal gelişiminde büyük bir fark yaratabilir.
Ağlama, Çocuğun Duygusal Sağlık Göstergesidir
Çocuğun ağlaması, aslında duygusal sağlığının bir göstergesidir. Duygusal sağlığı yerinde olan bir çocuk, hissettiği korkuları, üzüntüleri ve stresleri ağlayarak dışa vurur. Ağlamak, duygu yönetimi için bir süreçtir ve çocuğun zihinsel sağlığı açısından gereklidir. Solter, bu sürecin, çocuğun kendini ifade etmesine ve hissettiklerini başkalarına anlatabilmesine olanak tanıdığını ifade eder. Çocuğun duygusal yaşantısını kabul etmek, onun sağlıklı bir şekilde büyümesine yardımcı olur.
Aletha Solter'in bakış açısına göre, ağlamak, sadece çocukların duygusal dünyalarını anlamak için değil, aynı zamanda onları sağlıklı bir şekilde yetiştirebilmek için de büyük bir öneme sahiptir. Ebeveynler, çocuklarının ağlamasına müdahale etmek yerine, onlara bu süreçte destek olmalı, duygularını dışa vurabilmeleri için güvenli bir alan yaratmalıdır. Bu, çocuğun sadece anlık olarak rahatlamasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda uzun vadede duygusal gelişimini de olumlu bir şekilde etkiler.
Ağlayan çocuğa nasıl destek olunur ? yazısına buradan ulaşabilirsiniz.