Çocuğunuzun saldırganlaşıp birilerini incittiği oldu mu? Başka bir çocuğun saldırganlaşıp sizin çocuğunuzu rahatsız ettiği oldu mu? Cevabınız evetse, aramıza hoş geldiniz! Neredeyse hepimiz başkalarını incittiğinde ve başkaları tarafından incitildiklerinde çocuklarımızı anlamakla ve onlara yardımcı olmakla uğraşıyoruz. Dünya tatlısı çocuklarımız ilk kez birini ısırdığında ya da ailedeki yeni doğan bebeğe bir şey fırlattığında hepimiz şok oluruz. Bu yazıda çocukların öfkesini anlamak ve yatıştırmak için bazı temel ilkeler bulacaksınız. Bunlardan faydalanarak çocuğunuzun rahatlamasına, arkadaşları ve kardeşleri ile iyi vakit geçirmelerine yardımcı olabilirsiniz. İlk olarak, çocukların başkalarına saldırmak istemediklerini anlamamız önemlidir. Asıl istedikleri eğlenmek, güvende hissetmek ve sevilmektir. Bağ kurduklarını hissettiklerinde daha sağlıklı bir şekilde oynarlar. Çocuklar bağ duygularını kaybettiklerinde gergin, korkmuş ve yalnız hissederler. Bu “duygusal acil durumda” diğer çocuklara saldırabilirler. Çocuklar kötü davranmak istemezler. Hatta saldırgan davranışlar çocukların kontrolünde bile değildir. Örneğin, kreşte sıradan bir günde, çocuğunuzun içindeki ses şöyle diyebilir: Annem gitti. Beni sevmiyor—beni apar topar yataktan kaldırıp kahvaltımı yememi emretti. Yeni doğan bebeği sevdi ama beni sevmiyor. Berbat hissediyorum. İşte Joey geliyor. Mutlu görünüyor. O nasıl bu kadar mutlu olabiliyor?” Bu çocuk seviliyor. İyi ebeveynleri var. Fakat bağları kopmuş ve yalnız hissettiğinde saldırganlaşabiliyor. Bir çocuk güvende hissederse nasıl hissettiğini gösterecektir. Duygularını gösterebilecek kadar güvende olduklarında üzgün hisseden çocuklar başkalarını incitmezler. Ebeveynleri ya da bakıcılarıyla bağ hissederler ve yardım için en yakındaki kişiye koşarlar. Ağlarlar ve hissettikleri öfke ve keder düğümünü çözerler. Dinleyen ve çocuğunun "dağılmasına” izin veren ebeveyn çocuğuna büyük bir hediye vermiş, onun hayatını zorlaştıran hislerden iyileşmesine yardımcı olacak ilgi ve sevgiyi vermiş olur. Eğer bir çocuk güvende hissetmiyorsa saldırganlaşarak yardım sinyalleri verebilir. Saldırganlaşan çocuk üzgün, korkmuş ya da yalnız hisseder. Isırmak, iteklemek ya da vurmak üzereyken korkmuş görünmez ama sorunun kökeninde korkuları vardır. Korku, çocuğu başkalarını umursadığını hissetme yetisinden mahrum bırakır. Güven duyan tabiatı yoğun hislerle gölgelenir: “Kimse beni anlamıyor; kimse beni umursamıyor.” Eğer dikkatlice izlerseniz bu tür hislerin çocuğun yüzünde saldırıya geçmeden saniyeler önce parlayıp söndüğünü okuyabilirsiniz. Ebeveynleri ne kadar sevgi dolu ve yakın olursa olsun çocuklar bu yalnızlaşma duygusunu yaşarlar. Bazı çocuklar yalnızca bazen korkar ve saldırganlaşırken diğer çocuklar kimsenin kontrolünde olmayan durumlardan gelen bir korku ve çaresizlik duygusunu sürekli olarak yaşarlar. Çocukların korkuları zor bir doğumdan, tıbbi işlemlerden, aile içindeki gerginliklerden, etraflarındaki insanların mutsuzluğundan ve sevdiklerinin yokluğundan kaynaklanabilir. Bir çocuğun geçmişindeki herhangi bir korkutucu dönem saldırganlığa eğilim yaratabilir. Ebeveynler ve bakıcıların saldırgan bir çocuğa yardım etme gücü vardır. Bir çocuğun saldırganlığı akıl yürütmeyle ortadan kaldırılamaz. Mola yöntemi ya da “doğabilecek sonuçları” tartışmak işe yaramayacaktır. Çocuğun iç dünyasındaki yoğun duygu düğümüne ödül ya da cezayla dokunulması mümkün değildir. Bağlarının koptuğunu hisseden bir çocuğun davranışı onun kontrolünde değildir. Bir çocuğun saldırgan davranışını durdurmaya yardımcı olmanın ilk adımı yakınlaşmak ve sıcak bir bağ sunmaktır. Ardından dinlemek de yarasının sarılmasına yardımcı olur. Çocuk ya gülecek ya da ağlayacaktır. Titreyebilir, terleyebilir ya da var gücüyle direnebilir. Yetişkin, yaşadığı korkuyu açığa vurmak için ihtiyaç duyduğu güvenli bağlantıyı ve zamanı
Öfkeyle Başa Çıkmada Çocuklarımıza Yardımcı Olmak- Isırma, İtekleme, Saç Çekme
Çocuğunuzun saldırganlaşıp birilerini incittiği oldu mu? Başka bir çocuğun saldırganlaşıp sizin çocuğunuzu rahatsız ettiği oldu mu? Cevabınız evetse, aramıza hoş geldiniz! Neredeyse hepimiz başkalarını incittiğinde ve başkaları tarafından incitildiklerinde çocuklarımızı anlamakla ve onlara yardımcı olmakla uğraşıyoruz. Dünya tatlısı çocuklarımız ilk kez birini ısırdığında ya da ailedeki yeni doğan bebeğe bir şey fırlattığında hepimiz şok oluruz. Bu yazıda çocukların öfkesini anlamak ve yatıştırmak için bazı temel ilkeler bulacaksınız. Bunlardan faydalanarak çocuğunuzun rahatlamasına, arkadaşları ve kardeşleri ile iyi vakit geçirmelerine yardımcı olabilirsiniz.
İlk olarak, çocukların başkalarına saldırmak istemediklerini anlamamız önemlidir. Asıl istedikleri eğlenmek, güvende hissetmek ve sevilmektir. Bağ kurduklarını hissettiklerinde daha sağlıklı bir şekilde oynarlar.
Çocuklar bağ duygularını kaybettiklerinde gergin, korkmuş ve yalnız hissederler. Bu “duygusal acil durumda” diğer çocuklara saldırabilirler. Çocuklar kötü davranmak istemezler. Hatta saldırgan davranışlar çocukların kontrolünde bile değildir.
Örneğin, kreşte sıradan bir günde, çocuğunuzun içindeki ses şöyle diyebilir:
Annem gitti. Beni sevmiyor—beni apar topar yataktan kaldırıp kahvaltımı yememi emretti. Yeni doğan bebeği sevdi ama beni sevmiyor. Berbat hissediyorum. İşte Joey geliyor. Mutlu görünüyor. O nasıl bu kadar mutlu olabiliyor?”
Bu çocuk seviliyor. İyi ebeveynleri var. Fakat bağları kopmuş ve yalnız hissettiğinde saldırganlaşabiliyor.
Bir çocuk güvende hissederse nasıl hissettiğini gösterecektir.
Duygularını gösterebilecek kadar güvende olduklarında üzgün hisseden çocuklar başkalarını incitmezler. Ebeveynleri ya da bakıcılarıyla bağ hissederler ve yardım için en yakındaki kişiye koşarlar. Ağlarlar ve hissettikleri öfke ve keder düğümünü çözerler. Dinleyen ve çocuğunun "dağılmasına” izin veren ebeveyn çocuğuna büyük bir hediye vermiş, onun hayatını zorlaştıran hislerden iyileşmesine yardımcı olacak ilgi ve sevgiyi vermiş olur.
Eğer bir çocuk güvende hissetmiyorsa saldırganlaşarak yardım sinyalleri verebilir.
Saldırganlaşan çocuk üzgün, korkmuş ya da yalnız hisseder. Isırmak, iteklemek ya da vurmak üzereyken korkmuş görünmez ama sorunun kökeninde korkuları vardır. Korku, çocuğu başkalarını umursadığını hissetme yetisinden mahrum bırakır. Güven duyan tabiatı yoğun hislerle gölgelenir: “Kimse beni anlamıyor; kimse beni umursamıyor.” Eğer dikkatlice izlerseniz bu tür hislerin çocuğun yüzünde saldırıya geçmeden saniyeler önce parlayıp söndüğünü okuyabilirsiniz.
Ebeveynleri ne kadar sevgi dolu ve yakın olursa olsun çocuklar bu yalnızlaşma duygusunu yaşarlar. Bazı çocuklar yalnızca bazen korkar ve saldırganlaşırken diğer çocuklar kimsenin kontrolünde olmayan durumlardan gelen bir korku ve çaresizlik duygusunu sürekli olarak yaşarlar. Çocukların korkuları zor bir doğumdan, tıbbi işlemlerden, aile içindeki gerginliklerden, etraflarındaki insanların mutsuzluğundan ve sevdiklerinin yokluğundan kaynaklanabilir. Bir çocuğun geçmişindeki herhangi bir korkutucu dönem saldırganlığa eğilim yaratabilir.
Ebeveynler ve bakıcıların saldırgan bir çocuğa yardım etme gücü vardır. Bir çocuğun saldırganlığı akıl yürütmeyle ortadan kaldırılamaz. Mola yöntemi ya da “doğabilecek sonuçları” tartışmak işe yaramayacaktır. Çocuğun iç dünyasındaki yoğun duygu düğümüne ödül ya da cezayla dokunulması mümkün değildir. Bağlarının koptuğunu hisseden bir çocuğun davranışı onun kontrolünde değildir.
Bir çocuğun saldırgan davranışını durdurmaya yardımcı olmanın ilk adımı yakınlaşmak ve sıcak bir bağ sunmaktır. Ardından dinlemek de yarasının sarılmasına yardımcı olur. Çocuk ya gülecek ya da ağlayacaktır. Titreyebilir, terleyebilir ya da var gücüyle direnebilir. Yetişkin, yaşadığı korkuyu açığa vurmak için ihtiyaç duyduğu güvenli bağlantıyı ve zamanı ona sunar. Ağlamak fiziksel olarak direnmek ve terlemek, başa çıkamadığı hislerinin dışarı çıkmasını sağlayarak limbik, sisteminin yani beyninin korku hissettiğinde duygusal alarmları harekete geçiren kısmının normal işleyişine dönmesini sağlar.
Saldırganlaşan bir çocuğa yardım etmek için izleyebileceğiniz bazı basit adımlar aşağıdadır. Bu yöntemler zaman içinde saldırganlığa yol açan duyguların azalmasını sağlayacak ve çocuğun size daha yakın hissetmesine, diğer çocuklarla oynarken de daha esnek olabilmesine yardımcı olacaktır.
Kendinizi ve çocuğunuzu tanıyın.
Çocuğunuzun saldırganlığı hakkındaki hislerinizden söz ederken birinden size dinlemesini isteyin. İncitici davranışlar, içimizdeki sıcaklığı donduran ve çocuğumuzu daha da fazla korkutmamıza sebep olacak şekillerde tepki vermemize neden olan pek çok duyguyu tetikler: korku, öfke, suçluluk. İyi bir dinleyiciyle konuşmak ve kendi hislerinizi boşaltmak çocuğunuza yardımcı olmaya sizi hazırlayacaktır.
Gözlemleyin. Hangi koşullar altında çocuğunuzun korkuları onu ele geçiriyor? Annesi önceki göce bir toplantıya gittiğinde mi? Evde tartışmalar çoğaldığında mı? Başka çocuklar kalabalık ettiğinde mi? Ayrı bir odada kardeşiyle oynaması için bırakıldığında mı? Genellikle, çocuğunuzun ne zaman bağ duygusunu kaybettiği ve saldırganlaştığı konusunda iyi bir tahmin yürütebilirsiniz.
Kendinizi kandırmayın. "Bu kez farklı olabilir” diye umut etmekten vazgeçin. Zihinsel hazırlık önemlidir. Eğer çocuğunuz oyun olsun diye güreşirken birden sizi ısırdıysa bu şekilde oynadığınız her seferde ısırılmaya zihinsel olarak hazırlıklı olun.
Ortaya çıktığında davranışı yakalayabilmek için dostça ama dikkatli gözlemler yapın
Yakında durarak saldırganlığa hazırlanın. Saldırganlığın başlaması durumunda çocuğunuza kolayca uzanabilmek için yakınında durun.
Beklenen davranış gerçekleştiğinde hızlıca müdahale etmek ve çocuğunuzun başkasının saçını çekmesini ya da dişlerini size geçirmesini, yumruğunu arkadaşına savurmasını sakince engellemek için yakında durmanız gerekir. Çocuğunuz davranışının farkında olmadığı için onun birini incitmesini sizin engellemenize ihtiyacı vardır. “Jamal’ı incitmene izin veremem” ya da “Hayır, o dişleri daha fazla yaklaştırmanı istemiyorum.” diyebilir ve bu sırada elinizle de onu durdurabilirsiniz.
Davranışı durdurun ama sonra durup dinleyin.
Saldırganlığı durdurduğunuzda bağ kurun. Üzgün olan çocukla göz teması ve sıcak bir sesle fiziksel temas kurun. Size hislerini göstermesinin güvenli olduğuna dair bir işarete ihrtiyacı var. Şöyle şeyler söyleyebilirsiniz: “İyi hissetmediğini biliyorum,” “Ben yanındayım ve seni güvende tutacağım” “Sanki şu an her şey seni zorluyor gibi,” “Lütfen bana anlat,” “Kimse sana kızgın değil,” ya da , ”Şu anda senin yanında kalmak istiyorum.”
Saldırganlığa neden olan hisler yüzeye çıkacaktır. Çocuğun ağlaması ve mücadele etmesi ona kotrolü kaybettiren acının rahatlamasını sağlayacak. Çocuğunuzdan mantıklı olmasını beklemeyin. Muhtemelen size nasıl olduğunu anlatmak için sözcükleri kullanmayacak. Ağlarken ya da bağırırken kullandığı beden dili ve ses tonu sizinle konuşacaktır. Üzüntü içinde olmasına izin vererek onu önemsediğinizi gösterin. İhtiyaç duyduğunuzda onun hareketlerini kontrol ederek her ikinizi de güvende tutun. Bardaklarınızı kavrayamaması için ellerinizle bileklerini tutabilirsiniz ya da bacaklarınızı tekmelemesin diye kolunuzu beline dolayabilirsiniz.
Hislerini dışa vururken, mantık yürütemez. Nutuk vermeyin ya da açıklama yapmayın. Çok küçük çocuklar bile doğruyla yanlışı ayırt edebilir. Ancak hislerle dolup taşarken kendi düşüncelerini bile duyamazlar ya da size dinleyemezler. Mutsuz hisler gittikten sonra çocuklar onlara öğrettiğiniz önemli prensipleri kendi başlarına hatırlayabileceklerdir.
Çok geç kaldıysanız, ilk olarak kimi dinleyeceğinize karar verin.
Olay yerine çok geç kalırsanız birden fazla çocuğun size ihtiyacı oalcak. Derhal her şeyin güvende olmasını sağlayın. Oyuncak fırlatılmadan elinizi üstüne koyun ya da kız kardeşinin saçlarını bırakması için çocuğunuzun parmaklarını gevşetin.
Suçlamayın, utandırmayın ya da cezalandırmayın. Bu eylemler çocukları daha fazla korkutur ve daha yalnız hissettirir. Çocukları saldırganlaştıran acı verici duyguları artırır.
İlk kimi dinleyeceğinize karar verin. Hem saldırgan hem de kurban sizin yardımınıza ihtiyaç duyar. Diğer çocuktan biraz beklemesini isteyerek bir seferde tek bir çocuğa odaklanarak daha verimli olabilirsiniz. Mağdura gittiğiniz kadar saldırana da gitmeye çalışın. Elbette, mağdur birinin zararı control etmesine ve bakım vermesine ihtiyaç duyar. Odaklanmayı seçtiğiniz saldıran çocuksa incinen çocuğa, “Üzgünüm. Bu incitti biliyorum. Burada seninle bir dakika kalacağım. Sonra gidip Marla’yı görmem ve ona yardımcı olmam lazım, sana bunu yaptığı için çok üzgün olmlalı.” diyebilirsiniz. Saldıran çocukla ilgilenirken ağlayan çocuğu yakınızda tutmayı denemek isteyebilirsiniz.
Çocuğunuzun suçluluk duygularını gidermek için elinizden geleni yapın
Başkalarını inciten çocukların suçlu ve eskisinden daha yalnız hissettiklerini anlayın. Suçluluk duygusu çocuğun umursuyormuş gibi görünme yetisine gem vurur. "Bana ne" bakışı size aldatmasın; içten içe bu kadar çaresiz hissettiği için çocuğunuzun kalbi kırıktır. Bu genellikle çocukları, kendilerini aşan hislere ağlamaktan da alıkoyar ve saldırganlaşmalarına neden olur. Ağlayıp o duyguların gitmesini sağlayamadıklarında saldırgan dürtülerle ilgili sorun yaşamaya devam ederler bu yüzden hedefiniz onlarla bağ kurmaktır. Bağ kurduğunu hisseden bir çocuk korkularını iyileştirebilir. Bağ kurduğunu hissedemeyen bir çocuk bunu başaramaz.
Cömert bir şekilde bağ kurun. Ona yardım etmek için daha erken gelmiş olmayı dilediğinizi söylemek çocukların bağ kurmasına yardımcı olur. “Ginger’a kızgın olduğunu fark etmediğim için üzgünüm. Her şeyin güvende olmasını sağlamak benim işim. Onu incitmek istemediğini biliyorum.”
Eğer çocığunuz bu noktada ağlayabiliyor ya da öfke patlaması yaşayabiliyorsa iyileşme başlamış demektir. Dinleyin. Bazen, varlığınız yalnızlık kabuğunu kırar ve çocuğunuzun kötü hisleri dışarı taşabilir. Dışa vurduğu hisler sorunun asıl nedenidir. Size öfkeli hissedebilir ya da bir anda sizin dokunuşunuzdan ve yakınlığınızdan korkabilir. Bu korkulu tepkiler çocuğunuzun sizin yanınızda güvende hissettiğini ve onun en vahşi, en korkutucu hisleriyle başa çıkabileceğinize güven duyduğunu gösterir. Sakinleşene dek hislerini dökmesine izin verin. Yeterli geldiğinde kendisi duracaktır.
Hislerini gösteremeyen bir çocuk kötü durumdadır; kaybolmuş ve yalnız bırakılmıştır.
Bazen başkasını inciten bir çocuk herhangi bir şey hissedemez. Suçluluk hisleri çocuğu susturabilir. Kendini hiç güvende hissetmez. Yapabileceğiniz en iyi şey onunla biraz vakit geçirerek, belki beş ya da on dakika temas kurmak, ilgi göstermek ve yapmak istediği şeyi yapmaktır. Bu, çocuğunuzun “kötü” davranışını ödüllendirmek değildir. Aksine çocuğunuzun yeniden bağ kurmasına yardımcı olmuş olursunuz. Dışarı vurması gereken hisleri var ve kısa bir süre sonra size yardım etmeniz için bir şans daha verecek bir kızgınlık daha yaşayacak. En sevdiği oyuncağı bulamauacak ya da yaptığınız tostu beğenmeyecek. Bu ufak kızgınlıklar daha önce ağlayamadıysa ağlayabilmesi için ona bir şans daha verecektir.
Yakınlığı teşvik etmek ve bağ kurmak için elinizden geleni yapın.
Üzgün ve kızgın olduğunda size gelmesi için onu yüreklendirin. Çocuklar genellikle büyük bir gerinlik düğümü taşıdıklarında bunu kolayca yapamazlar ama onların yardım istemesini istediğinizi göstermek zamanla size daha kolay gelmesini sağlayabilir. Uzun uzun ağladıktan sonra korkularından bazılarını hafifletebilir ve bağ kurabildiğini hissedemediğinde birini incitmektense yardım için size koşabilir.
Onunla oyun oynayın ve elinizden geldiğinde birlikte gülün. Sıcak bir yetişkinle oyun oynayarak bağ kurmak çocuğun yakınlık hislerini canlı tutmak için çok güçlü bir araç olabilir. Bu eğlence ve yakınlık hisleri, arkadaşları ve kardeşleri ile iyi geçinmes,ine yardımcı olur.
Sonuç olarak, saldırgan bir çocuğun aslında korkan bir çocuk olduğunu unutmayın. Nazik kalbini korumak için büründüğü incecik davranış kabuğuna aldanmayın. Onu korkutacak bir şey olmuş ve elinden geldiği kadar durumu yönetmeye çalışıyır. Birinin, muhtemelen sizin yaklaşıp ona sorunun ne olduğunu sormasını, dinlemesini ve kötü hissetse bile aslında iyi bir çocuk olduğunu ona söylemesini bekliyor.
Çocuğunuzun saldırgan davranışları canınıza tak ettiyse tavsiye vermeden ve yargılamadan sizi bir süre dinleyebilecek birini bulun. Saldırganlık başladığında içinizden ne geldiği hakkında konuşun. Öfkenin büyüdüğünüz ailede nasıl ele alındığından söz edin. Çoğumuz, başkalarına saldırganlık gösterdiklerinde çocuklarımıza karşı öfkeli hissederiz. Sizi güldüren ve size ağlatan düşünceleri arayın. Bu düşünceleri takip edin ve müdahale edip bağ kurmak istediğinizde size gergin kılan bu sıkışmış hisleri dökün. Bazen size dinleyen partnerinizi omuzlarından tutup sarsmak, koltuğu yumruklamak ya da içinizdeki öfkeyi herhangi bir şekilde görünür kılmak rahatlamanıza yardımcı olabilir. Bu dinleme çalışması sizin zor anlarda kendi geriliminize kapılıp gitmektense çocuğunuza odaklanabilmenize yardımcı olacaktır.
Kaynak: Patty Wipfler
Comments