top of page
  • Ayşe Başak Erk

Çocuğunuzu Okula Bırakırken Vedalaşmanın Yolları

Üç buçuk yaşındaki bir çocuğa saygı duymak ne anlama gelir ve onun okula ya da kreşe gitmesine nasıl yardımcı olabiliriz? İlk olarak, araştırmamızı yapmamız gerek. Son derece rahat hissettiğimiz ya da en rahat hissettiğimiz yeri bulmalıyız. En iyi seçeneğimizi bulmalıyız. Burayı gözlemlemeliyiz. Müsaade edildiği sürece oturabildiğimiz kadar oturmalı ve her şeyin nasıl ilerlediği konusunda kapsamlı bir fikir edinmeliyiz ki bunun çocuğumuz için doğru seçenek olduğu konusunda tamamen rahat ve emin hissedebilelim. Çoğu üç buçuk yaş çocuğu haftada birkaç saatini kreşte geçirmeye muhtemelen hazırdır bu nedenle bu her çocuk için oldukça mantıklı bir seçenektir; tabi söylediğim gibi öncelikle ebeveynin buna inanması gerekir. Yaptığı seçime inanması gerekir. Yaptığı seçim konusunda ve çocuğunun bu değişimle, bu yeni deneyimle başa çıkabileceği konusunda emin olması gerekir.

Çocuğunuza saygıyla yaklaşmak budur. Çocuğumuz hakkında bildiklerimize dayanarak onun buna hazır olup olmadığına karar vermeliyiz. Bir kere kararımızı verdikten sonra da bu kararı kendimizden emin olarak uygulamalıyız. Şimdi bir çocuk açısından bakıldığında, eğer çocuğun ihtiyaç duyduğu yol göstericiler, yani ebeveynleri verdikleri karar konusunda kendilerinden emin değillerse, rahat değillerse, şüpheleri varsa çocuğun bu karara uyabilmesi çok ama çok zor olur. Eğer ebeveynin çocuğun hazır hissettiği konusunda endişeleri varsa bu hisler çocuğa yanlış bir karar verildiği mesajını iletir ve çocuğun veda etmesi çok zorlaşır.

Bu durumlarda çocuğumuzun bu ayrışmayı kaldırabileceği konusunda cesur ve olgun davranmak zorundayız. Bunun sorunsuz bir deneyim olmasını beklememek gerekir. Bu gerçekçi olmazdı. Ebeveynin çocuğu bu sürece nasıl hazırladığı da oldukça önemlidir.

Çocuğu ikna etmeye çalışmak ve bu deneyimi ona deyim yerindeyse pazarlamak iyi bir seçenek değildir. Bu da çocuğa ebeveynlerinin bu kararla tam olarak rahat hissetmediği mesajını iletecektir. Çocuk bu deneyimin hoşuna gitmemesi için bazı nedenler olduğunu, sorunlar olduğunu düşünecektir. Yoksa neden annem babam beni buna ikna etmeye uğraşsınlar ki? Neden bana ne kadar hoşuma gideceğini anlatıyorlar? Çocuğunuzun kreşi/okulu sevip sevmeyeceğini hiç kimse bilmiyor.

Bir deneyimi tozpembe göstermeye çalışmak da iyi bir fikir değildir. Çocuklar söylediklerinizle gerçekler arasındaki farkı anlayabilecek kadar farkında ve akıllıdırlar. Ebeveynlerinin kendileri için her şeyi yolunda göstermeye çalıştığını ve kendilerini bu duruma zorladığını hissederler. Oysa söylenmesi gereken ideal şey “Senin için burayı seçtik. Seni oraya bıraktığımızda bunlar olacak. Kapıda sana veda edeceğiz ve içerideki ablalardan biri sana içeri girmen için eşlik edecek. Seninle kalmadığımız için üzgün hissedebilirsin. Vedalaşmak seni mutsuz edebilir. Nasıl hissettiğini duymak istiyoruz, bilmek istiyoruz. Öğle yemeğinden sonra geri döndüğümde seni göreceğim”. Ona bu detayları verin. Belki “Oraya vardığında masada kullanacağınız resim malzemeleri olacak” gibi daha fazla detay da verebilirsiniz.

Bildiğiniz ne varsa çocuğunuza söyleyin. Yalnızca kesin bilgileri söyleyin. Kreşi/okulu ne kadar seveceğini, kreşin/okulun ne kadar harika, ne kadar muhteşem bir yer olduğunu değil. Yalnızca kesin bilgileri. Yalnızca bildiklerinizi söyleyin ki o da bu deneyimden ne beklemesi gerektiğini bildiğinden emin olarak oraya gitsin. Böylece tahmin yürütebilir. Çocukların yeni deneyimlere adapte olmasını sağlayan budur: Gideceği yer hakkında duyduğu hikayenin gerçek olduğunu görmek. “Vay canına, gerçekten böyle oldu! Öğretmen beni aldı. Sonra da böyle oldu. Hatta annemin anlattığı gibi ağladım da gerçekten. Yine de vedalaştık ama kötü bir şey olmadı, sonra da annem geri geldi.”

Çocuklarımıza inanırsak bunu başarabilirler. Ancak zihninizden geçen tüm şüpheler engel oluşturuyor çünkü bunlar sizin hislerinizi yansıtıyor ve bunları son derece akıllı, duyarlı ve her şeyin farkında olan çocuğunuza aktarıyor. Çocuklarımız bizim hislerimizi sezerler bu nedenle hislerimizi hiçbir zaman onlardan gizlememeliyiz. Gizlediğimizde bu, durumu imkansız hale getirir. Annem bu konuda güvende hissetmiyor. Bana nasıl da veda ediyor; hiç rahat görünmüyor. Gözlerinde o bakış var. Onu bırakamam. Burası güvenli değil. Annem rahat değilse ben de rahat olamam. Tüm bu süreci onun bakış açısından görmeye çalışın.

bottom of page